”Ben çocuklara inanıyorum.Bu yüzden umutluyum.Ben çocuklara inanıyorum.Bu yüzden de mutluyum!”

1 Kasım 2018 Perşembe

Viyolinli Kız…(*)





Faiz Cebiroğlu
faizce@hotmail.com


Günce 2:

Haziran ayı. Danimarka’nın Odense kenti. Café Biografen (Sinema Kahvesi)’de, arkadaşlarla birlikte kahve içiyorum. Yanımda, Dersimli, Azeri ve Kürt arkadaşlar var. Bir hafta sonra, Müzik Kütüphanesi’nde vereceğim konseri konuşuyoruz. Konserin afişi, ”Dosttan Dosta Ezgiler”, afişi nerede basalım diye fikir alışverişinde bulunuyoruz.

Dersimli Zeynel, ”Belediye’ye bağlı bir Atölye var. Orada, afişi, bedava basarız.” Dedi.

Anlaştık.

Azeri Hamid, ”Konser bedava olsun. Katılım da çok olur. Ne dersin Faiz?” Ben de, ”zaten konser bedeva ve Odense Müzik Kütüphanesi, kendileri organize ediyorlar…” Dedim. Hamid sevindi. Diğer arkadaşlar da sevindi. ”Kahveleri tazeleyelim”, dedi, Dersimli Nejati. Kahveler tazelendi ve içerken, viyolinli kız içeriye girdi. Tüm yüzler ve gözler ona çevrildi. Bugün de geldi dedim ve aynı saatte: 22.30. Her zaman ki gibi, elinde bir müzik kılıfı var. İçinde bir müzik enstrümanı olsa gerek, evet, violen ( viyolin’e)’e benziyor.

Ben de dayanamdım, masasına gittim: ”Merhaba, hergün, elinizde bu esntrüman ile kahveye geliyorsunuz, müzisyen misiniz?”

 ”Yok, dedi!."

"Peki, bu enstrüman nedir?”

Viyolinli kız: ”Elbiselerime ve duruşuma uygun diye, elimde taşıyorum!...” Dedi.

Ben de: ”Öyle mi? Gerçekten yakışıyor. Dedim. Güldü.”

Tekrar arkadaşların masasına gittim.

Dersimli Zeki: ”Konuştuğun bayan arkadaşta mı, konserine katılacak? Birlikte mi konser vereceksiniz?” Diye, sordu.

”Yok dedim. Merakımdan,  elindeki müzik enstrümanı sormuştum, bu kadar.”

Kahvem soğumuş…Dersimli Zeynel, ”bir kahve daha getirelim” dedi.

Ben de, ”şarap olsun. Kırmızı şarap.”

Kahveler ve şarap içilirken zaman da geçiyordu. Son otübüse yetişmek gerekiyor. Kalkalım dedim. Kalktık ve yarın, konser afişini, Belediyeye bağlı Atölye’de basmak için arkadaşlarla anlaştık.

Kapıdan çıkarken, viyolinli kızın masasına baktım, iki arkadaşı daha gelmiş: Gin &Tonic içiyorlar. El salladım. O da el salladı…

Son otubüse yetiştim. Aklıma kızın cevabı geldi: ” Viyolini, elbiselerime ve duruşuma uygun diye, elimde taşıyorum!”
---
(*) Danimarka / Odense kenti. 1987