Faiz
Cebiroğlu
Değerlerden bahsediyoruz. Olumlu
değerlerden söz ediyoruz. Bizleri ileri, daha ileri götüren değerlerden söz ediyoruz.
Pedagojimizin olmazsa olmaz yönü budur ve
bu olmalıdır: Değerlerdir. Pozitif değerlerdir.
Biliniyor, toplumsal yaşam karmaşık
ve çok yönlüdür. Değerler de, toplumsal
yaşamın değişik cephelerinde kendini gösteriyor. Bu cephelerde anlam ve önem
kazanıyor… Politikaya dair değerler; devlet – demokrasi, örgüt ve örgütsel
yapılar. Toplumsal yapı çerçevesinde, iş ve iş bölümü, aile içindeki değerler:
çocuk yaşamı ve yetişme tarzı. Dünden bugüne, bugünlerden yarınlara aktarılacak
değerler. Pedagog olmak, bu perspektiften yola çıkmak oluyor. Bu yoldaki, perspektifimiz,
olumlu ya da olumsuz değerleri ortadan görmek oluyor.
Pedagojinin teorisi de budur:
Görmektir! Yanlış ile doğruyu görmektir. Bu da bir ahklaktır. Ahlak, pedagojide
en önemli değer oluyor. Pedagojide ahlak, iyi olan nedir? Kötü olan nedir? Sorularına
verilen cevap oluyor.
” Birbirimize destek vermek ve
dayanışmada bulunmak, çok değerlidir!”
” Çocuklarımızı, sevgiyle,
ihtimamla gelecek için yetiştirmek, çok değerlidir!”
Bu ve buna benzer pozitif
değerler, birey için, toplum için ya da ideal olan toplum için önemli, pozitif
değerler oluyor.
Değerler vardır, değerler vardır.
Negatif olan ve atmamız gereken değerler vardır. Pozitif olan ve sahip olmamız
gereken değerler vardır. Pozitif değerler, yani bizleri ileri daha ileriye
götüren değerler… bunları bir pedagog olarak, somut olarak, realize etmek
istediğimiz değerlerdir.
Pedagojimizin eğitim
merkezlerinde değerlerimiz çoktur, bazıları:
Demokrasi, ahlak, bilgi, sevgi,
öz-duygu ve öz-güven, sorumluluk, empati, açıklık, hoşgörü, dayanışma,
ortaklık, eşitlik, özgürlük, estetik,
doğruluk, güven, aşk…
Bu değerler, bu pozitif değerler,
pedagoji eğitimin olmazsa olmaz normları oluyor. Bizler, bunları, yaşadığımız alanlarda
herkese ve özellikle çocuklarımıza,
ulaştırmakla yükümlüyüz.
Bu, pedagojik anlamda, bir
ahlaksal duruştur. Değerlerimiz bu bağlamda, iyiler ile kötülerin ayrışması
oluyor.
İyi olan ne? Kötü olan ne? Bu
sorunun cevabı, değerlerde anlam kazanıyor.
Buraya kadar bir nokta açıktır:
Değerler, normlar… davranışımızla iç-içe geçmiştir.
Bu perspektiften bakarak; öğle
bir zaman gelir ki, bazı değerler kaybolur, erir, gider. Böylesi zamanlarda ve
ortamda temel olan, pozitif
değerlerimize sahip çıkmak ve bunun kavgasını
her alanda ve şartta yapmak , savunmaktır.
Pozitif değerlerimiz neden ve
niçin yok oluyor? Kimler yok ediyor?
Böylesi basit sorulardan
kalkarak, bizleri, ”ileri, daha ileriye”
götürecek değerlere sahip çıkmak ve bunun kavgasını vermek te mümkündür…
Değerler, hem pedagog olarak, hem
de birey olarak davranışlarımızın bir aynası oluyor.
Toplumda,
bir değer olarak, neyim? Birey
olarak, kimim?
Pedagoji, bu sorulara verilen
yanıttır. Pedagoji, bu anlamda, değerlerin bilimidir.
Pedagoji, değer, norm ve davranış:
eylemsel yetkeli, ahlaklı insanı yaratmak demektir.
Padagoji kavgamız, değerlerle
yüklü, zengin bir insanı yaratmak içindir.
Ezilenlerin pedagojisi ve değeri
de budur!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder