Faiz Cebiroğlu
Devam ediyorum.
Eleştiri, ileri, daha ileriye gitmek için yapılan analiz ve yorumlamadır. Bu anlamda eleştiri, kırıcı
ve bozucu değil,
yapıcıdır. Yapıcı eleştiri, kırıcı ve bozucu eleştirinin
tersidir. Yapıcı eleştiri, gelişime açık olan, gelişime ışık tutan bir
yöntemdir. Zaten eleştirinin doğasında yapıcılık ve ileriye gitmek vardır. Bu
mu, şu demektir: Her hangi bir konuda ve alanda var olan tıkanıklığı ve
duraganlığı ortadan kaldırmanın ve ileriye
gitmenin metodu demektir. Yapıcı eleştirinin prensibi, insan toplumunun
evrim tarihinde yaşamı savunmak ve daha ileri götürmek içindir! Metod ve
prensip budur!
Eleştiri, toplumsal yaşamın, canlı yaşamın tüm yön ve
cephelerinde değişik metodlarla yapılıyor. Ortaya çıkan analiz ve yorumlar bu
”eleştiri sanatı” ile bizlere ulaştırılıyor. Bu eleştiri metodu ile doğru ve
yanlışlar ortaya çıkarılıyor. Edebiyat, sanat, estetik eleştiriler… her alanda
bu böyledir.
Estetiksel eleştiriler, bazen edebiyat, sanat, müzik olarak
ayrılsalar da, eleştirinin temel amacı ve ötopyası değişmiyor: Geçerli olanla
geçersiz olanı; doğru olanla yanlışı açığa çıkarmaktır.
Eleştiride, yapıcı eleştiride, metodumuz / prensibimiz,
yaşamı olumlamaya ve yaşamı, en zor koşullarda dahi, kaliteli bir yaşam haline getirmenin kavgası oluyor.
Bu bir ütopyadır. Ama bu güzel bir geleceğin ütopyasıdır.
Parentez açıyorum.
Ütopya, çoğu zaman hayali ve gerçekleşmesi mümkün olmayan
bir ”fantazi” olarak alıgılanıyor. Yanlıştır! Ütopya, eleştiri bazında ve toplumsal
yaşamın tüm yönlerinde ( ekonomi, siyaset, kültür, sanat, teori…) her alanda,
daha ileri, daha kaliteli bir vizyona
sahip olmak demektir.
Devam ediyorum.
Yapıcı olmak, çoğu zaman, ”çalışmayan”, ”duraganlaşan”
araçların tekrar aktif hale gelmesi olarak ta algılanıyor. Yanlıştır! Elbette,
toplumsal yaşamın değişik cephelerinde duran, çalışmayan araçların - aynı
halleri ile de olsa - tekrar çalışmaya
başlaması iyidir. Ama yeterli değildir!
Zaten, ileriye gitmediği için, sürekli duraganlaşan bir aracı, kazara da olsa,
tekrar çalıştırmak bizi, bizleri ileriye götürmüyor. Götürmez. Birinci,
noktadır.
Yapıcılık ve yanına eleştiri koyuyorum: Yapıcı eleştiri
oluyor. Yapıcı eleştiri, eskimiş sistemleri tekrar çalıştırmak değildir. Yapıcı
eleştiri, ilerlemek, daha ilerlemek için yeni araçlara olan ihtiyacın bir
işareti oluyor. Bu da ikinci noktadır.
Eleştiri sürecinin böylesi bir perspektifte devam edebilmesi
için bazı noktaları tekrarlamak zorundayım:
1- Eleştirilerde ”spesifik” olmak.
2- Olumlu – olumsuz tüm fikirleri dinlemek.
3- Farklı fikirlere
açık olmak.
4- Çözüm için yeni alternatiflere hazır olmak.
5- Eleştirilerde somut olmak, net tanımlayıcı olmak.
Bu noktalar bağlamında, sürekli ”negatif” olarak algılanan
”eleştiri” sözcüğü de olumlu bir karektere bürünüyor.
Bitiriyorum.
Eleştiri, yapıcı eleştiri, doğruda durmanın ve ileriye gitmenin
olmazsa olmaz metodudur.
Sürecinde gelişimi barındırmayan her eleştiri, yıkıcı
eleştiridir.
Eleştiri, bir
sanattır.
İnsanoğlu, böylesi yapıcı eleştirilere ve sanata ihtiyacı
vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder