”Ben çocuklara inanıyorum.Bu yüzden umutluyum.Ben çocuklara inanıyorum.Bu yüzden de mutluyum!”

19 Ekim 2013 Cumartesi

Kürtçe, pazarlık konusu yapılamaz!

Faiz Cebiroğlu

Dil, bir insan hakkıdır. Kürtçe, Kürtlerin hakkıdır. Dil, pazarlık konusu yapılamaz. Kürtçe, pazarlık konusu yapılamaz. Türkçeden çok zengin olan Kürtçeyi pazarlık konusu yapmak ve buna alet olmak hem insan haklarına, hem de Kürtlere hakarettir. Kürt yazarlar, aydınlar, pedagoglar ve bu alanda ilgilenen  siyasetçiler ve diğer uzmanlar, bunca kavgadan ve mücadeleden sonra, hâlâ, Kürtçe, “seçmeli ders olsun mu, olmasın mı?” gibi ikilemlerde durması ilginçtir!

Kürtler için, “seçmeli dil” ya da “ecnebi dil” olması gereken, gerçekte, Türkçedir. Bu alanda uğraş veren dostlarımız bunu yüksek sesle dile getirmemeleri gerçekten ilginçtir!

Yurt-dışında, Avrupa ve Kuzey-Avrupa’da onlarca Kürt pedagogla tanıştım. Onlarla,  Kürtçenin ve Kürt çocuğun yeniden yapılanması üzerine tartışmalarımız olmuştur. Hepsi Kürtçenin gelişmesinden yana, hepsi Kürt çocuğun pedagojik yapılanmasından yanadır. Bu dostlarımız, artık, Kürdistan sahasında kendilerini somut olarak göstermeleri gerekiyor. Kürtçe dili ve önemi üzerine, artık, bu uzman arkadaşlarımızın da  söz hakkı olmaları gerekiyor. Bu uzman dostlara, yollar ve kapılar hemen açılsın diyorum. Kürtçeyi ve Kürt çocuğunu kurtarmak buradan da geçiyor.

Böylesi çalışmalar olması gerekiyor. Bu önemli girişimlar ihmal edilmemesi gerekiyor. Kürtçe, Türkiye’de silinmak istendi. Silemediler. Mazlum Doğan, Diyarbakır’da, o genç yaşında, hakimlere “dil dersi” verdiğini unutmamak gerekiyor. Bu eylemsel ve söylemsel tarihi dersler olmasaydı, belki, bugünlere gelmezdik. Yıllar sonra bu dönülmez tarihsel aşamada, bu onlarca Kürt insanına bedel olan aşamada,  bir kaç Türk cahili ya da ebu-cahili bizlere, Kürtlere, Kürtçeyi, “pazarlık” konusu yapmasına fırsat vermeyelim.  Bunu her fırsatta redetmek gerekiyor. Red-ediyoruz!

Türkiye’de, 16 Eylül 2013’te, “yeni eğitim ve öğretim yılı” başladı. Ne oldu? Kürt temsilcileri ne yaptı?..Bir kaç gün proteso oldu. Boykot oldu.  Sonuç: Yine ezen ulusun diliyle, “Türkçe eğitim ve öğretim”; yine, Kürtlerin hakkı olan,  “Kürtçe eğitim ve öğretim yasak”.

İnsan hakkı olan Kürtçe eğitim – öğretimin yasaklanması, en ilkel ifadeyle, dünyada nesli tükenmiş bir ırkçılıktır. Bu nesli tükenmiş, Türk – islam ırkçıları ile, insan hakkı olan  Kürtçeyi, “pazarlık konusu” yapmak, yalnız Kürt halkı ve diline değil, dünyada tüm dil savunucularına karşı da bir hakarettir. Buna son verelim. Vereceğiz. Mecbûruz!

“AKP’nin Açılımı” adı altnda, Kürtçenin ve Kürt çocuğun gelişmesi ve yapılanmasına engel tıkayanlara son vermek gerekiyor. Kürdistan’ın  geleceği, yapılanması ve gelişmesi, Kürtçe ve Kürt çocuğundadır. Bu konuda uzman olan arkadaşlarımız var. Böylesi çalışmalar, hiç gecikmeden pratiye, Kürdistan sahasına indirmek gerekiyor. Kürt pedagog arkadaşlar, Kürdistan’da, Kürtçe dili ve Kürt çocuğun bilimsel yapılanması için, nasıl bir alt yapı hazırlanır? Sorusunu sormalı ve cevabını, Kürdistan sahasında eyleme geçirmelidir-ler.

Unutmamak gerekiyor; Kürtçeyi, pazarlık konusu yapanlarla “pazarlık” yapılamaz. İnsan hakkı olan dil, pazarlık konusu yapılamaz. Kürtçe, pazarlık konusu yapılamaz. Dil üzerinden, insan hakkı olan Kürtçe üzerinden pazarlık yapanlar, kendileri,  pazarda kurbandırlar. Kürt yazarlar, Kürt çizerler, Kürt aydın ve pedagoglar, bunun bilincinde olarak, Kürtçeyi, “pazarlık konusu” yapanlarla, dil katliamcıları ile,  saflarını ayırmalı, Kürt hakkı olan Kürtçenin ve Kürt çocuğun topyekûn gelişmesi için yorulmak bilmez bir mücadele yürütmelidirler…

Dil, insan hakkıdır. Kürtçe, Kürtlerin hakkıdır.

Dil, pazarlık konusu yapılamaz. Kürtçe, pazarlık konusu yapılamaz!

Hiç yorum yok: